AVM’ler bu haliyle “sürdürülebilir” mi?

Bir zamanların parlayan değeri olan alışveriş merkezleri dönüşümün eşiğinde. Devamlı olarak ve kontrolsüz biçimde artan kiralar, tüketicilerin bir ürüne ödemesi beklenen son fiyatı da etkiliyor. Bence alışveriş merkezlerinin altın çağı sona eriyor. İşte gerekçelerim.

Şehrin dışındaki bir köye taşındığımdan bu yana fast-food tüketimimin azalmasından memnunum ve fast-food’u ayda bir ya da iki kez, yalnızca belirli zamanlarda eğlence biçimi olarak tüketmek hoşuma gidiyor.

Şehirdeki en büyük ve popüler alışveriş merkezlerinden birisini eni konu gezmek ve vitrin bakmak için en son 2024 yılının sonlarında ziyaret etmiştim. O gittiğimde de bir şeyler atıştırmak için uğradığım bir şinitzelciyi işleten adamla konuştuğumda 2025 yılının başında restoranı kapatacaklarnı öğrenmiştim.

Fiyat / performans ve ödediğim paranın karşılığında aldığım ürün bakımından beni en tatmin eden yer olması bakımından üzücü bir haberdi. 2025 yılının Ekim ayının başındaki güncelleme: Schinitzel Landmann artık İzmir’de yok 🙁

Sorun aslında herkesin ortak derdiyle aynı; artan maliyetler. Aynı ve farklı alışveriş merkezlerinde işletme sahibi olan başka arkadaşlarımdan teyit ettiğim üzere, bu maliyetin içinde en büyük kalem kontrolsüz bir şekilde artan kira. Restoranın içinde olduğu AVM yıl dönümünde kiraya afaki miktarda zam yapmaya karar vermiş ve işletmecileri de sattıkları mecburi olarak zam yapmaya zorlamıştı.

Ürünü aynı kalitede sunmak üzere zam yapmak zaruri bunu anlayabilirim, fakat aynı zamanda ürünlerin porsiyonları küçülüp kalitesi de düştü. Bu konu hakkında da ayrıca konuşmamız gerekiyor.

Şimdilik tabelayı indirmeyelim dedi patron dedi restoranın müdürü, fakat her an indirebiliriz diye eklemeyi ihmal etmedi.

Alışveriş merkezleri hayatımıza nasıl girdi?

Bir sürü farklı markayı bir yerde toplayarak şehrin içinde insan topluluğu ve trafik gibi bir çok farklı türden yumak ve kilit noktaları oluşmasını sağlayan alışveriş merkezlerinin kentli yaşam içinde artık vazgeçilmez bir yerde durduğu kesin.

Halbuki benzerleri Avrupa ve Amerika’da şehrin dışında ve araba kullanılarak ulaşılabilecek mesafede. Türkiye’deki alışveriş merkezleri ise şehrin en değerli noktalarındaki arazilerde kurulu ve şehrin içindeki sıkışık trafiğe katkı sağladıkları açık.

AVM’ler artık yalnızca bir ürün satın almak için de sosyal yaşam alanı olarak birbirleriyle rekabet halindeler. Bu mağazacılık anlayışının Türkiye’ye girişi 2000’li yılların başı ve şehrin artık neredeyse her aksında en az bir tane var. Hatta Ankara’yı doğu — batı aksında kesen Ayaş yolunun Eryaman mevkiinde, yolun sol tarafı Şeker Fabrikası kavşağından başlayarak komple alışveriş merkezi ve türevleriyle dolmuş durumda.

Eskiden nasıl ki köy ve kasaba meydanları ya da İzmir’deki Kemeraltı, İstanbul’daki Kapalıçarşı, Ankara’daki Çıkrıkçılar, Adana’daki saatler ve Mersin’deki çarşı gibi lokasyonlar şehir yaşamı için gerekli olan meydanları da içinde barındırıyorsa, yeni meydanlar alışveriş merkezleri oldu.

Kapalı ya da açık tavanlı olarak inşa edilmiş olsalar da, AVM’lerin bir mülk olduğunu ve bu mülkün de bir sahibi olduğunu unutmamak önemli.

Türkiye epey uzun bir süredir ekonomik olarak zor günler yaşıyor ve başta konut kiraları olmak üzere, barınma ve temel ihtiyaçlar odağındaki temel giderler bütçemizde gitgide daha fazla yer tutuyor.

Biraz sembolik ve göreceli olarak önemsiz gibi görünse de, bundan alışveriş merkezleri de etkileniyor ve mağazaların her yeni kiralama döneminde artan kira fiyatları doğrudan sattıkları ürünlerin fiyatlarını etkileyerek son tüketicinin bu ürünlere ulaşma imkanını azaltıyor. Mülk sahiplerinin takındığı bu sürdürülemez tavır, öyle görünüyor ki alışveriş merkezlerinin altın çağının sonunu getiren şey olacak.

AVM’ler neden bu kadar popüler oldu?

Bir AVM’e girişinizi baştan sonra gözlemlemenizi isterim;

  • Bir güvenlikten geçiyorsunuz, yani içerisi potansiyel tehlikeden arındırılmış bir halde.
  • Kapalı bir ortamda vakit geçiriyorsunuz, yani çok sıcakta yeterince soğutulmuş, çok soğukta yeterince ısıtılmış oluyor.
  • Kapalı otoparkına arabanızı güvenli şekilde park edebiliyorsunuz.
  • Şehrin geri kalanına göre, göreceli olarak daha az kalabalık bir yerdesiniz.
  • Farklı kategorilerden aradığınız tüm ürünleri tek bir yerde bulabiliyorsunuz, kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her öğün için bir yer mutlaka var.

Öte yandan markalar için görünürlük ve yüksek ziyaretçi potansiyeliyle AVM’ler aslında tüm paydaşlar için kendine göre avantajlar sunan birer harika mekan -dı.

Altın çağın sonunun başlangıcı

-dı diyorum çünkü özellikle son üç yılda hem konut hem de ticari alan kiralamalarında yaşanan aşırı artışlardan AVM’lerin içinde mağaza açan markaları da etkiledi.

Her ne kadar Türkiye’de, ticaretin her biçimini Türk parasıyla yapıyor olsak da dövize endekslenen kira sözleşmelerin birçok markayı zorladığı açık; bunu düşen ürün kalitesinden, azalan personel sayısından ve artan fiyatlardan anlamak mümkün.

Çok zorunda kaldığımdan cumartesi günü en popüler hamburger restoranlarından birine oturdum ve en son beş sene kadar önce yediğim bir menüden sipariş ettim.

Benzer içerikler