Aksesuar bulunabilirliği odağında bir Apple ve Samsung kıyaslaması

Akıllı telefon denince çoğumuzun aklına artık yalnızca iki marka geliyor; Apple ve Samsung. Bu iki marka bir yandan birbirinin rakibi, bir yandan da çözüm ortağı ve ikisinin de en önemli hedefi milyonlarca dolarlık akıllı telefon pazarını domine etmek.

Apple ve Samsung markaları, belirli kategorilerdeki domine etmelerinin yanında teknolojik anlamda birer trend-setter. Fakat ürün gamına baktığımızda ikisinin arasında belirgin bir fark görüyoruz; Apple rafa az çeşitte ürün koyarken Samsung farklı segmente hitap eden, hatta kutunun içinde hemen hemen aynı özellikleri taşımasına rağmen yalnızca milimetrik ölçülerle birbirinden tasarımsal olarak ayrışan ürünleri aynı pazarda rafa dizmekten geri durmuyor.

Bu konuda Samsung’un bir bildiğinin olduğunu düşünmekten fazlası gelmiyor elimden; burası konudan bağımsız olarak tamamen ayrı bir konu.

Takvimler 2025 yılını gösterdiğinde, Apple’ın raflarında yalnızca beş farklı iPhone modeli var ve tüm dünyada bu modelleri satıyor. Samsung’un mobil telefon ürün gamında ise yirmi kadar (belki de daha fazla). Bu da Samsung’un Apple’a kıyasla daha fazla sayıda mobil telefonu piyasaya sürerek rekabetini sürdürdüğü anlamına geliyor.

Bu yazıda, bu iki devin sürdürdüğü üretim ve arz politikalarının kendi içindeki avantaj ve dezavantajlarına belki de daha önce hiç üzerinde düşünmediğiniz bir taraftan yaklaşmayı deneyeceğim: En az mobil telefon pazarı kadar büyük ve önemli bir başka pazar olan aksesuar pazarı tarafından.

IDC 2024 verilerine göre Apple, dünya genelinde yaklaşık 45.2M iPhone teslimatı gerçekleştirdi. Aynı yıl Samsung ise yaklaşık 53.9M Galaxy cihazı sattı ve mobil telefon kategorisindeki liderliğini korudu. Apple Samsung ile birlikte yaklaşık %35’lik payı alıyor.

Veriler yalan söylemez; Samsung Apple’dan daha fazla akıllı telefon satıyor; fakat burada önemli bir detayı gözden kaçırıyor gibiyiz: Apple gibi, 2024 yılında yalnızca dört farklı model satarak satarak ikinci konumda olmak, daha çok sayıdaki modeli satarak birinci olmanın karşısında daha avantajlı olabilir.

“Daha az” olanın avantaja dönüştüğü an

Apple’ınki gibi, daha az sayıda ürün çeşidine sahip olmanın ürünleri üretmekten dağıtıma, yazılım güncellemesi yayınlamaktan bu ürünlerle birlikte kullanılabilecek olan aksesuarların geliştirilmesi için gerekli iş birliklerinin sağlanmasına kada pek çok süreci daha yönetilebilir ve verimli bir hale getirdiği açık.

Daha az sayıda ürün çeşidi tüketicilerin kafasını çok fazla karıştırmadan ürünü seçmesini kolaylaştırıyor, hatta satış sonrasında sağlanması gereken destek ve güncellemelerin başarılı bir şekilde sunulmasını kolaylaştırıyor.

Ve bu yazıdaki asıl meselem olan aksesuarların bulunabilirliğini de arttırıyor. Çünkü sınırlı sayıdaki model için aksesuar üretmek daha geniş bir line-up’dan daha kolay; aynı zamanda markanın kendine özgü bir akseuar ekosisteminin gelişmesini de destekliyor.

Apple az sayıdaki ürün sayısıyla belki mobil telefon sektöründe şu anda liderlik koltuğunda değil, fakat sattığı aksesuarlar konusunda büyük bir endüstriyi beraberinde götürdüğü açık. Bu da bence kullanıcı sadakatini güçlendiren ve marka algısını yükselten önemli bir durum.

Apple’in 7 serisinden itibaren ekran boyutu odağında farklılaşan iki ürüne genişleyen ürün gamı, 2025 yılı itibariyle beşe çıktı. Bunlar ekran türü, ekran boyutu, kamera özellikleri ve batarya kapasitesi gibi temel bazı özelliklerde birbirinden ayrılıyor. Güncel portföyde yer alan 16e, 16, 16 plus, 16 pro ve 16 pro max aynı işletim sistemini paylaşıyor, birbirine yakın ölçülere ve aynı tasarım diline sahipler.

Ürünlerin pek çok bağlamda birbiri ile yakın görünümesi, yani tasarım diline sahip olması kullanıcıların karar verme mekanizmasını kolaylaştırırken ürün deneyimlerinin de homojen olmasını sağlar.

Jenerasyon farklı olsa da birbiri ile benzer aynı ölçüde olan mobil telefon modelleri arasında, arayüz ve kullanım alışkanlıkları kadar önemli olan bir başka önemli detay da kesintisiz aksesuar kullanımı imkanı.

Örnek vermek gerekirse, Apple’ın 12 ve 13 modellerinin aynı kılıfları, aynı kablosuz şarj aksesuarlarını ve aynı MagSafe ürünlerini kullanabilmeleri, model değişimi yapan kullanıcıların ellerinde halihazırda var olan ve bazıları koleksiyon değeri de taşıyan aksesuarları da kesintisiz şekilde yeni telefonlarına aktarabilmelerini sağlıyor.

Aynı aksesuarları kullanarak devam edebilmek hem kullanıcı deneyimini sadeleştiriyor hem de ürünlerle ilgili sadık ve uyumlu bir aksesuar pazarının gelişmesinin de önünü açıyor.

Bir seçim: Markayı yaygınlaştırmak için ürün çeşidini arttırmak

Markayı yaygınlaştırmak için ürün çeşidini arttırmak bir tür pazarlama stratejisi. Kaldı ki bu stratejiyi benimseyip uygulayan pek çok farklı markada da görmek mümkün.

Samsung da bu markalardan yalnızca biri ve bugün katlanabilir line-up olan F serisinden markanın her bakımdan en iyi özelliklere sahip cihazlarını konumlandırdığı S’ye; giriş seviyesindeki A ve A’dan biraz daha performanslı görünen M’ye kadar pek çok farklı kodla üretilmiş onlarca farklı Samsung modeli var.

Çözüm ortağı olduğu Android yazılımını daha fazla insanın kullanmasını sağlamak adına her bütçeye göre seçenek sunmayı tercih ediyor, bunda da ticari anlamda herhangi bir yanlış yok.

Markette fazla sayıda Galaxy markalı telefon bulmanın son kullanıcıya daha fazla fiyat opsiyonu ve daha farklı özellikler sunduğu açık; özellikle konu Türkiye gibi kırılgan ekonomiler olduğunda, bütçe hemen hemen her şey demek.

Bu kadar fazla ve farklı modelde mobil telefon bulabilmek başta cazip ve hoş görünebilir, fakat bununla birlikte gelen önemli bir sorun var; parça uyumluluğu ve aksesuar bulunabilirliği.

Bazı parçalarda yan sanayi ürünlerin kullanılması mobil telefonu kullanırken herhangi bir sorun teşkil etmezken cihazın fiziksel olarak açılarak tamir edilmesi gereken durumlarda ekran, hoparlör, şarj soketi gibi orijinal parçalarının yaygın, bol ve tabii ki ekonomik olarak bulunabilir olması kritik önem taşıyor.

Bulunabilirlik durumu başlıca iki açıdan sorunlu; son kullanıcı elinde olan mobil telefona uyumlu aksesuarları edinmekte kafa karışıklığı yaşarken satıcılar da her model için ayrı ayrı stok tutmakta zorlanıyor, bir ki seriden sonra yeni stok üretmiyor.

Özellikle Samsung’un orta — alt segmentinde yer alan ürünleri kullananların sıklıkla karşılaştığı bir sorun bu. Belli segmentteki ürünlerin eski ve yeni jenerasyonlarıda kullanılan kasalarda yalnızca milimetrik farklar olmasına rağmen telefonun arkasına yerleştirilmiş kameraların dizilimi, çerçeve ya da kasa yapısındaki belirgin ve kilit rol oynayan bir parça nedeniyle aksesuarlar eski mobil telefondan yenisine taşınamıyor.

Bu aksesuar üreticileri için karmaşa demekken son kullanıcı için bir tür memnuniyetsizlik kaynağı. İşlevsiz kalan aksesuarların çevre kirliliğine olan etkisi de cabası.

Örneğin ben, göreceli olarak çok yeni bir model olan S24+ modelini kullanıyorum fakat ne orijinal ne de yan sanayi; telefonu sağlam şekilde koruyacak bir kılıf bulmakta zorlanıyorum.

Aksesuar ekosisteminde Apple modeli

Aksesuar üretenler için Apple’ın, rakiplerine oranla daha sade kalan ürün gamı tam bir avantaj. Mobil telefonların jenerasyon geçişleri arasında tasarımsal anlamda pek farkı olmadığından örneğin 12 serisi bir model için alınan sağlam bir kılıf hemen 14’te, hatta 16e’de dahi, bir kaç nesil boyunca kullanılabilir durumda.

Bu tasarımı baştan yapılan bir modele uygun bir aksesuar üretmek yerine var olanı geliştirmeye yönelmeyi sağlar, maliyeti düşürür ve tüketicilerin uygun aksesuar bulamama sorununa da bir tür çözümdür.

Apple’ın aksine Samsung tarafında, bu jenerasyon farklı boyunca uzanan aksesuar uyumluluğundan bahsetmek biraz zor. Çıkan her yeni modelle birlikte komple ya da kritik bir bölümü değişen tasarım anlayışı üreticileri her modele özel üretim yapmaya zorluyor ve üretim bir yerde sınırlı kalıyor.

Üreticiler de doğal olarak markaların en fazla reklam yaptığı ve tanıtımına odaklandığı modellere doğru kayıyor, çünkü ne kadar fazla ürün satılırsa aksesuarların da o kadar fazla satılmasını beklemek hangi sektöre iş yapıyor olursan ol daha yerinde bir ticari strateji.

* Bazı kullanıcıların kullandıkları telefonlara uygun kılıf ve ekran koruyucu bulamamasındaki nedenlerden bazıları böyle.

Küresel anlamda gözardı edilemeyecek büyüklükte bir pazar: Aksesuar

Mobil telefon pazarı kadar, bu pazara destek atan aksesuar pazarının da büyük bir sektör olduğunu kabul etmek lazım.

Kendi içinde premium, orta ve düşük segmente ayrılan aksesuar pazarının bileşenleri başlıca kulaklık, şarj aleti, kablosuz şarj standı, powerbank ve kılıf gibi temel başlıklardan oluşuyor.

2024 yılı itibariyle yaklaşık $100M hacme sahip olan bu pazarın 2030’a kadar $150M’ye ulaşması bekleniyor.

Dolayısıyla akıllı telefon üreticilerinin ürün çeşit ve tasarımlarında benimsedikleri stratejiler bu sektörü de doğrudan etkiliyor. Apple’ın daha az çeşitteki ürün çeşidi daha az kalıp ve dolayısıyla daha az maliyet demekken Samsung’un çok geniş ürün gamı ve bu ürünlerin her jenerasyonda bambaşka bir tasarımla gelmesi hem üreticileri hem de kullanıcıları daha fazla efor sarf etmeye zorluyor.

Bir Samsung kullanıcısı olarak Apple övüyor değilim fakat tasarımdaki sade, yalın ve önceden öngörülebilen tasarım anlayışı anlaşılan yalnızca son kullanıcı için değil, aynı zamanda mobil telefon sektörünün başka paydaşları için de sürdürülebilir büyümenin anahtarlarından biri.

Samsung’a açık çağrı

Bugünlerde konuştuğumuz konuların başında katlanabilir ekranlar, devasa megapikselli kamera sensörleri, S pen gibi mouse kullanma deneyimini bambaşka bir boyuta taşıyan teknoloji var ve bunları hayatımıza dahil eden Samsung.

Fakat özellikle mobil telefon gamının bu denli geniş ve birbirinden farklı tasarım anlayışına sahip olması bence artık fazla çeşidin sağladığı bir artıdan çok kullanıcı deneyiminde bir engele dönüşmüş durumda.

Samsung’da, hem en önemli rakibi hem de çözüm ortağı olan Apple’ın sadeleştirilmiş ürün gamını örnek almalı ve ürünlerini jenerasyonlar boyunca aynı aksesuarları kullanabileceğimiz şekilde revize edip bu stratejiyi sahiplenerek üretmeli; odağını ise modellerin içinde yer verdiği teknolojiyle farklılaştırmalı.

Ürünleri, tasarımsal anlamda birbirine yaklaştırarak ve kamera modüllerini, kasa kalıplarını, şarj girilerini ve hoparlör gibi donanımsal öğelerin yeri ile şeklini mümkün olduğu kadar standardize ederek aksesuar üreticilerinin, Samsung ürünleriyle uyumlu aksesuar geliştirmelerinde daha net bir yol haritası çizmelerine imkan tanıyabilir.

Fazla ürün çeşitliliği sunmak bir marka için zenginlik gibi görünebilir, fakat bu çeşitliliği sunmak kadar yönetmek de önemli.

Konu bir tür hızlı tüketim kategorisine dönüşmüş olan tüketici elektroniği olduğunda, bir ürünün lansmanını yapıp ardından tüketiciyi kendi başına bırakmak kullanıcıya kendini yalnız hissettiriyor.

Son bir kıyaslama yapmak gerekirse eğer, Apple sadeliğin gücünü ürün tasarımından arayüze; hatta aksesuarlardan müşteri hizmetleri deneyimine kadar her yerde kullanırken Samsung’un pazarda daha fazla ürünle var olma stratejisi artık gözden geçirilmesi gereken bir noktada gibi geliyor bana.

Ancak artık fark yaratmanın yol bana öyle geliyor ki yalnızca telefonun içine iyi bir yazılım ve güçlü bir donanım koymakla değil, ürünün kullanım ömrü boyunca sorunsuzca devam etmesini sağlamaktan ve kullanıcının markaya olan sadakakini güçlendirecek aksiyonları almaktan geçiyor.

Benzer içerikler