Marka iletişiminiz şirket kültürünüzle neden uyumlu olmalı?

Rekabet küresel ölçekte artarken artık yalnızca var olmak ve ürünlerimizi müşterilere satmaya çalışmakla uğraşmıyoruz. Gelişen teknoloji, bir yandan ürünlerimizi ve verdiğimiz hizmetleri daha iyi, benzersiz, rakipsiz ve alternatifsiz hale getirmeye zorlarken öte yandan markaları daha karmaşık ve zorlu bir ortama itiyor.

Bahsettiğim bu ortam, yalnızca bir işin var olmasını, kendine has bir simge ile rakiplerinin arasından sıyrılıp hedef kitlesiyle doğrudan ve dolaylı yoldan iletişim kurmasını ve akılda kalmasını sağlamayı değil bunlardan çok daha fazlasını ifade ediyor.

Marka kavramını bir çok şeyle birlikte bir bütün olarak düşünmen gerekiyor; şirket kimliği, şirketin savunduğu değerleri, neye inandığını ve hatta müşterilere verdiği sözlerle. Marka bunlarla birlikte güçlüdür ancak genellikle dışarıyla olan iletişime odaklandığında iç tarafta olanları ve markayı oluşturan şirketin iç kültürünü gözden kaçırır ya da ikinci plana itersin.

Pek dikkate değer bulunmasa da, marka iletişimi çalışmalarının markanın hedefinde olan kişiler üzerinde gerçek ve kalıcı bir etkisinin oluşması için, marka iletişiminin şirketin içe dönük yapısını oluşturan değerler bütünüyle de uyumlu olması önemlidir ve uyumlu olması beklenir.

Markanın sahip olduğu vizyonun markayı yöneten şirketin kültürüyle uyumlu olması başta markanın samimiyetini arttıran önemli bir kriterdir, çalışan bağlığını güçlendirir ve markanın uzun vadeli başarısını destekler.

Marka ve şirket kültürü arasındaki uyumu yakalamak

Hedef kitleyi oluşturan tüketicinin markadan daima bir adım ötede olduğunu varsaymak marka iletişimi alanında çalışan herhangi bir profesyonelin başucunda daima asılı durmalı. 

Tüketici olarak tanımladığımız kişi, önünde çok fazla seçeneği olan, alternatife daima erişim sağlayabilen ve seçim yapma seçeneği olan. Dolayısıyla bugün daha bilinçli, detaycı ve seçici.

Bunun yanında her geçen gün daha fazlası, sadece ürün ya da hizmet satın almaktan çok daha fazlasıyla ilgileniyor; dürüstlük, şeffaflık ve toplumsal olaylardaki sorumluluk ve marka odağında duruş, tüketicilerin satın alma davranışlarını destekleyen ya da davranıştan kaçınmasına neden olan önemli kriterler haline geldi. 

Marka olarak, dışarı verdiğin mesajlarla şirket içindeki uygulamalar arasında tutarsızlık varsa, bu tüketicinin nezdinde bir güvensizlik nedeni haline gelir. Bu nedenle marka iletişimi çalışmalarının şirket kültürünün gerçek ve samimi bir yansıması olduğundan emin olmak önemlidir.

Diğer yazılarımda da bir kaç kez üzerinden geçerek belirttiğim üzere, marka tüketiciyle temas ettiği tüm noktalarda tutarlı olmak zorunda. Bunlar web sitesi, sosyal medya hesapları, reklamlar, müşteri hizmetleri, fiziki mağazalar, çağrı merkezleri ve çalışan deneyimleri gibi pek çok farklı alanı kapsamaları ve mesajlar bu temas noktalarının her birinde eşit tonda ve aynı duyulmalı.

Marka iletişimi çalışmalarını hep yeni tüketicileri kazanmaya odaklanarak sürdürüyor olmakla birlikte, çalışan tarafından çok az bakış açısı ve içgörüye odaklanıyoruz.

Benzer içerikler