Görünürlüğü kaybetmek: Dijital iletişim çağındaki en büyük risk

İnternet, beraberinde herkese eşit derecede görünür olma fırsatını da getirdi. İlk günden bugüne evrim geçiren internet, artık basit web sitelerinden, gönderi ve yorum yazılan forum ve bloglardan hatta karşısında saatler geçirilen video streaming servislerinden çok daha fazlası.

İnternetin icadının üzerinden çok zaman geçmedi ve 2000’li yılların ikinci yirmi yılına doğru konuşulan konular internetten internette olanlara doğru evrildi. 2020’li yılların başında yaşanan COVID19 pandemisi bir yandan yaşamla ilgili alışkanlıklarımızı değiştirip evrimleştirirken öte yandan yeni kavramlarla da tanışmaya başladık: NFT, Metaverse, algoritma ve yapay zeka.

Kendine şu soruyu sormanı isterim: önceliklerin neler? Peki pandemi öncesinde senin için daha önemli olan şey neydi?

Konuya geri dönüyorum; internette herkesin eşit derece görünür olabilmesine yönelik sunulan bu ortak vaat, bilişim teknolojisi alanında ürün ve hizmet geliştiren şirketlerin ticari önceliklerinin değişmesine bağlı olarak geri alınmaya başlandı.

Bugün eğer küçük bir işletmeysen, bağımsız bir profesyonelsen ya da en basitinden, bir tür içerik üreticisiysen, dijital dünyada görünür olmak işi sistemin koyduğu kurallara göre yapman, bu sağlayıcıların isteklerini yerine getirmen ve bütün bunları yaparken üstüne sağlayıcıya ayrıca para ödemen gerekiyor.

Kendi kurallarına göre oynamaya kalktığında, servis sağlayıcının baştan koyduğu kurallara ve şartlara uymayı reddettiğinde ya da görünür olmak için bütçe ayıramadığında karşı karşıya kalacağın durum dijital görünmezlik.

İnternette görünür olmak için ödeme yapman gereken çağa hoşgeldin.

Organik trafiğin çöküşü: AI Overview

Görünür olmak için, SEO kıstaslarını gözeterek web sitelerimize yüklediğimiz içerikleri arama motorlarının bulmasını, dolayısıyla da anahtar kelimelerle ilişkilendirilmiş içerikleri o anahtar kelimelerle arama yapan insanlara sunmasını sağlamayı başarmak gerekiyordu.

Fakat arama motoru işinde patron olan Google birden fikrini değiştirdi ve yapay zekayı da işin içine dahil ederek SERP’e, tıklanabilir bağlantıların üzerine yapay zeka ile oluşturulmuş bir özet paragrafı konumlandırdı ve bunu da AI Overview olarak tanımladı.

Bu paragrafta yer alan bilgi, hakkında arama yapılan konu hakkında ulaşılması hedeflenen bilgiyi sağlarken, ziyaretçinin bu bilginin yer aldığı web sitesini ziyaret etmeden doğrudan ayrılmasını sağlıyor.

Bunun gelirlerinin büyük kısmını trafikten sağlayan web sitelerinin gelirlerinde ciddi bir düşüşe neden olacak, orası muhakkak.

Konu yalnızca parayla ilgili de değil; özellikle düzenli olarak blog yazan ve yazılı formatta içerik üreten kişilerle nitelikli haberleri sunan portalların emek vererek ve çabalayarak hazırladıkları içeriklerin işin asıl sahibine herhangi bir kazanç sağlamadan doğrudan arama motoru tarafından sunulması yöntem ve etik yönden sorunlu görünüyor.

Arama motoru indexlediği verilerden bir derleme yaparak kendi üstünde içerik üretiyor, bunu sunuyor fakat bu sunumda hiç bir şekilde adın geçmiyor.

Benim ilk kez Perplexity.Ai’da karşılaştığım ve ardından metin tabanlı içerik üreten tüm sohbet botlarına yaygınlaşan atıf üretme sisteminin Google tarafından mümkün olduğu kadar hızlı benimsenmesini ve AI Overview’e entegre edilmesini önemli buluyorum.

Bir tür içerik üreticisi olarak teknoloji şirketlerine ücretsiz içerik sağlayan bir personaya dönüşmekten memnun değilim. Bu, bir hizmeti ücretsiz kullanmayı kabul etmekle ve karşılığında sahip olduklarımı ya da üretebildiklerimi olduğu gibi sunmakla alakalı değil.

Meta Verified programı ve dışarda kalan sessiz hesaplar

Dijital kameraların yaygınlaşmasıyla hayatımıza giren ve fotoğraf çekebilen cep telefonlarıyla bugüne dek yükselen bir trend olan fotoğraf paylaşma davranışını çok iyi anlayan Instagram, Facebook’un da sahibi olan Meta’nın çatısı altına girdikten sonra epey dönüşüm geçirerek ortaya çıktığı ilk günkü halinden epey değişik bir yer haline geldi.

Elon Musk tarafından satın alınan ve adı X olarak değiştirilen Twitter’ın, onaylanmış kullanıcıları diğerlerinden ayıran mavi tik’i parayla satmaya başlamasının ardından Instagram da bunu benimsedi ve Meta, Verified programıyla Instagram kullanıcılarına X’inkine benzer mavi tık, destek hattı ve daha fazla görünürlük vaat ediyor.

Buradaki en önemli ve dikkat çekmek istediğim şey daha fazla görünürlük.

Bu, hesabında mavi tik yoksa algoritmayla bastırılacağın, seni takip eden insanlara eskiden olduğu kadar çok ve sık görünmeyeceğin anlamına da geliyor.

Daha gerçekçi bir şekilde anlatmama izin ver. Mavi tik almadığın bir işletme hesabın olsun, buradan paylaştığın bir içeriği sırf mavi tıkın yok diye takipçilerin kendi akışlarında görmeyecek. Çünkü algoritma artık seni doğrulanmamış; dolayısıyla da değersiz olarak sınıflandırdı.

Bunun küçük ölçekli, yerel ve sınırlı bütçe ile kendini çevirmeye çalışan işletmelere etkisi büyük olacak.

Elindeki iyi görünen ve çok iyi fotoğraf çeken, teknolojik olarak oldukça havalı duran ve sana bir tür statü kazandırdığına inandığın telefonla fotoğraf çekmek / içerik üretmek, bunu paylaşmak, birilerine like atmak ve fotoğrafların altına yorum yazmak gibi dijital sosyal davranışları kazandın, benimsedin, sevdin ve bunlardan vazgeçmeye niyetin de pek yok.

Dolayısıyla belki günün büyük kısmında aynı yerde yaşadığın insanlara dahi görünür olmak için bir miktar para ödemen gereken evredesin, hoşgeldin.

Dijital fırsat eşitliğinin önünde yükselen engel: Sistematik görünmezlik

Google’ın AI Overview’i ve Meta’nın Verified programı, burada var olmaya çalışanlarda yeni tedirginlikler yaratıyor.

Dijital dünyada var olmak için yaratıcı fikirlere sahip olmak, teknik yeterlilik göstermek ve üretme kabiliyetinin yanında, platformların belirlediği ve kullanıcıların orada var olmak için uyması gereken katı kurallara da bütünüyle boyun eğmeyi gerektiriyor; yani okumadan onaylıyorum kutucuğunu tıkladığın metnin kısmi olarak reddedebileceğin bir bölümü yok. Uyarım diyorsan okey, uymam diyorsan da okey, kendi kurallarını yazmaya başla.

X’i, Instagram’ı ya da Google’ın arama sayfasını açtığında, karşında olan şey basit bir arayüz gibi görünse de, arka planda çok fazla parametre, sorgu ve yazılım tarafını ilgilendiren algoritma var, teknoloji geliştirenlerin ilgilenmeyi en sevdiği şey de sanıyorum ki şu sıralar bu.

Basitçe hedeflenen bir sonuca ulaşmak için tasarlanan yol olarak da tanımlayabileceğimiz algoritmalar kullandığımız yazılımların içinde sessiz sedasız çalışıp hangi kullanıcıların daha fazla hangilerinin daha az görünür olacağına dair kararları verirken, bu kararların neye göre ve nasıl verildiği ise kapalı kapıların ardında kalıyor; hissedilen tek şey algoritmaların davranışlarının sonuçları.

Hangi boyutuyla düşünürsen düşün, bu tür bir kısıtlama ya da desteklemenin sonuçları var.

  • Farklı görüş, düşünce, fikir, yönelim ve mülkiyetlere yönelik ifade özgürlüğünün baskılanması / gölgelenmesi tehlikesi var.
  • Özetleme ve önizleme gibi yöntemler kullanılarak bilginin tek merkezden dağılması bilginin asıl kaynağına erişimi zorlaştırır.
  • Görünürlüğün bütçeye bağlı şekilde artması, dijital fırsat eşitliğini yok ederek kullanıcıları manipüle eder. İnsanlar karşılarına çıkan bilginin nitelikli olduğu için mi yoksa parayla mı önüne çıkarıldığının karmaşıklığını yaşar, nitelikli bilgi dijital gürültünün içinde kaybolurken vasat olanlar daha fazla görünür hale gelir.

Görünür kalmak için görünmeyeni anlamak

Google ve Meta gibi dev şirketler sahip oldukları algoritmalarla ve yeni geliştirdikleri yapay zeka araçlarıyla dijital dünyanın yeni kurallarını yazıyor. Dolayısıyla artık dijital dünyada görünür olmak için yalnızca içerik üretmekle yeterli değil; o içeriğin nerede, kim tarafından ve nasıl yer bulacağını da anlamak gerekiyor.

Küçük işletme, bağımsız profesyonel, içerik üreticisi ya da kendi ayakları üstünde durmaya çalışan herhangi biri; oyun kurucuların koyduğu — ve sıklıkla değiştirdiği kurallara göre oynamadığında görünmezliğe itiliyor. Bu nedenle dijital görünmezliğin üzerinde düşünmek ve bununla başa çıkmak;hatta buna karşı mücadele etmenin yollarını da öğrenmek gerekiyor.

Görünür kalmak için, tek bir platforma bağlı kalmak yerine mümkün olan her kanalda var olmak önemli. Zahmetli görünüyor biliyorum fakat içeriğinin farklı formatlarını hazırla ve Youtube’a, Tiktok’a, Substack’e, Spotify’a yükle. Bunların hepsini birbirine bağlayarak insanların farklı kanallardan abonen olmasını sağla.

İster arkadaşların olsun ister hedef kitlesi olarak belirlediğin bir grup insanın; hatta müşterilerin; onlarla doğrudan iletişim kurabileceğin Whatsapp, Telegram ve Signal gibi kanallar, gruplar ve topluluklar oluştur, telefon numaralarına ve kişisel e-posta adreslerine sahip ol, kendi veritabanına sahip olmak bugün herşeyden daha önemli.

Benzer içerikler